Multiple Skleroz (MS) mobilite ve fonksiyonel aktivitelerde değişik derecelerde özürlülü¤e yol açan, kişinin sosyal ve meslek hayatında kısıtlamalara neden olarak ileri düzeyde engellilik yaratan ve yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. MS, 15-50 yaşlar arasında özürlülüğe neden olan en yaygın hastalıklardan birisidir.
Kişinin fiziksel, psikolojik, sosyal ve mesleki olarak en üst düzeyde bağımsızlığa ulaşmasında yardım eden bir eğitim ve tedavi sürecidir
MS rehabilitasyonu hastalığın değişken semptomlarına göre şekillenen dinamik bir süreçtir
Hastalığın her aşamasında (bozukluk, özürlülük ve engellilik) merkezine hastayı alan ve onun aktif olarak katılımını gerektiren multidisipliner ve kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Hastanın hastalık hakkında iyi bilgilendirilmesi, kısa ve uzun vadeli rehabilitasyon uygulamalarının seçiminde karar sürecine aktif olarak katılması gerekmektedir.
Bu şekilde kişinin hastalığını kabullenmesi ve hastalığın fiziksel ve psikolojik sonuçlarıyla başa çıkması kolay olacaktır
MS rehabilitasyonunda temel yaklaşımlar
Hastanın vücut farkındalığı geliştirilmeli,
Hastanın anormal kas tonusu azaltılmalı,
Egzersizlere pozisyonlama ya da germe ile başlanmalı,
Duyusal kayıpların azaltılmasına yardım edilmeli,
Egzersizlerin şiddeti basitten zora doğru olmalı,
Fonksiyonel beceriler, günlük yaşam aktiviteleri için bol pratik yaptırılmalı,
Yürüme, yürüme hazırlık egzersizleri ve yardımcı cihazlarla iyileştirilmeli,
Hastalara multidisipliner yaklaşılmalıdır.
MS hastalığında uygulanan egzersizler, hastalık sonucu ortaya çıkan semptomların tedavi edilmesi ve hafifletilmesinde etkilidir. Bu amaçla
Germe egzersizleri (kas gerginliklerini azaltmak, eklem hareketlerini önlemek amacıyla verilir)
Postür egzersizleri (derinde yer alan kasların çalıştırılmasıdır. Bu kaslar dengeyi sağlama ve yürümede çok etkilidir)
Aerobik egzersizler (büyük kas gruplarını çalıştırır, kalp ve akciğer fonksiyonlarını destekler).
Kuvvetlendirme egzersizleri
Endurans egzersizler (kasların ya da solunum sisteminin dayanıklılığını arttırmak amacıyla verilen egzersizdir)
Denge,yürüme,su içi egzersizler
Ev egzersiz programı, her MS’li hastaya özel olacak şekilde planlanmalıdır
Beyindeki nöronların işlevini yitirmesi sonucu meydana gelen kronik ve ilerleyici olarak seyreden git gide hareket kısıtlılığına sebebiyet veren bir hastalıktır. Beyinde çok sayıda hareket kontrolünün sağlandığı dopamin hücrelerini üreten bölgeler mevcuttur ve dopamin hücrelerinin ciddi sayıda azalması hareket bozukluklarına yol açmaktadır.
Parkinson hastalığı için ileri yaş grubunda olanlar, ailesinde Parkinson hastalığı öyküsü olanlar, tarım ilaçları, obezite, kafa travması, demir, manganezin diyetle aşırı alınması ve fiziksel ve duygusal stres altında olanlar risk grubu içerisinde yer almaktadır.
Parkinson hastalığının belli başlı belirtiler vardır ve bunlar mimiklerin azalması, konuşmanın bozulması, gövdenin öne eğik pozisyona gelmesi, hareketlerde yavaşlama, titreme, kollarda ağrı olmasıdır
Parkinson hastalığında genel olarak; duruş bozukluğu, denge bozukluğu, konuşma ve yazı değişikliği, otomatik hareket kaybı, yutma güçlüğü, düşünme güçlüğü, kabızlık, uyku sorunu, kas sertleşmesi yüzdeki mimiklerde azalma ile donuk yüz ifadesi, titreme, kolların sallanmasında azalma, yavaş yürüme ve vücut postürünün öne doğru eğilmesi gibi belirtiler görülmektedir.
Parkinson hastalığında rehabilitasyonun amacı, hastalık sonrası oluşacak özürün en aza indirilmesi ya da ortadan kaldırılmasıdır. Hastalık sonrası ortaya çıkabilecek sorunlar fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri eşliğinde yok edilmeye çalışılır. Parkinson hastalarına ihtiyaç ve hastalığının özelliğine göre özel rehabilitasyon programı hazırlanmalıdır.
Parkinson rehabilitasyonu Parkinson tedavisi sonrası mutlaka yapılması gereken bir tedavi yöntemidir. Parkinson rehabilitasyonu ile kişiler eski duruşlarını kazanabilir ve fiziksel aktiviteleri normale dönebilmektedir.
Parkinson rehabilitasyonu; gevşeme egzersizleri, solunum egzersizleri, denge ve koordinasyon egzersizleri, dans uygulamaları, yerinde dönme egzersizleri, engel aşma egzersizleri, yürüme egzersizleri, aerobik egzersizler ve dik duruş egzersizleri gibi aktiviteleri içermektedir.
Parkinson rehabilitasyonu ile hastanın şikayetleri doğrultusunda hastalığına uygun tedavi yöntemi belirlenmeli ve uygulamaya alınmalıdır.
Öncelikle hastanın duruş bozukluğu, eklem hareketleri, kas kısalığı ve kuvveti, yürüyüş ve denge değerlendirilmesi gibi uygulamalar sonucunda hastanın hastalığı hakkında bilgi edinilir. Yapılan değerlendirmeler sonucu, kaslarda ortaya çıkan sorunlar manuel tedavi ile azaltılabilir, yürüyüş bozuklukları egzersizler ile düzeltilebilir, ağrılar mevcutsa elektroterapi ile azaltılabilir, duruş postürleri yapılarak duruştaki bozulmalar giderilebilir. Tüm bu uygulamalar doğrultusunda rehabilitasyon işlemleri ile kişi yaşamında daha az sıkıntılarla karşılaşır.
İnme, beyin damarlarında tıkanıklık (pıhtı atması veya zamanla yavaş yavaş damar çapının daralması) ya da kanama sonucu, beynin bir bölgesinin kanlanmasının bozulmasına bağlı olarak beyin dokusunda meydana gelen travmatik olmayan hasarlanmadır.
İnme için bilinen risk faktörleri değiştirilebilen ve değiştirilemeyen risk faktörleri olarak iki gruba ayrılır.
Değiştirilemeyen risk faktörleri yaş, cinsiyet, ırk, aile öyküsü, geçirilmiş inme veya tıkanma atağı öyküsü şeklinde sıralanabilir.
Değiştirilebilir risk faktörleri ise şunlardır:
Yüksek Tansiyon
Diyabet (Şeker hastalığı)
Sigara kullanımı
Aşırı alkol kullanımı
Obezite
Yanlış beslenme alışkanlıkları
Hiperlipidemi (kan yağlarında yükseklik)
Fiziksel hareket eksikliği
Kalp ritm bozuklukları
Kalp kapak hastalıkları
inme Tedavisi, inme durumu sonrası acilen başlamalıdır. Saatler içinde tedaviye başlanması durumunda beyin dokusunda oluşabilecek kalıcı hasarların önüne geçilebilir. Bu nedenle erken dönemde inmenin tipine ve hastanın klinik durumuna göre tıbbi tedavi uygulanır. Rehabilitasyon da bu tedavinin bir parçasıdır ve erken dönemde başlatılması önemlidir.
İnmeli hastaların rehabilitasyonunda amaç, hastaların maksimum yaşam kalitesi ile mümkün olduğunca bağımsız yaşamalarını sağlamaktır. İlk olarak bozulmuş fonksiyonların yeniden işlevsel hale getirilmesi amaçlanırken, ayrıca inme sonrası karşımıza çıkan bir takım komplikasyonların tedavisi ve olası komplikasyonların önlenmesine yönelik tüm önlemlerin alınması da rehabilitasyon programının ana amaçlarından biridir.
İnme sonrası hastalarda ambulasyon (yürüme) problemleri ve üst ekstremite (kollar ve eller) fonksiyon kayıpları ön plandadır. Hastalarda özellikle ayağa kalkma ve yürüme problemleri en fazla bağımlılığa yol açan problemlerdir. Omuz kol ve el problemleri ise hem ağrı oluşturması, hem de günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlılıklara yol açması açısından önemlidir.
İnme geçiren hastaların yaklaşık yüzde 10’u sekelsiz olarak işine ve günlük yaşam aktivitelerine geri dönebilmektedirler. Yüzde 10 hasta ise her şeye rağmen yataklı bakım merkezlerinde devamlı bakıma ihtiyaç duymaktadırlar. Geriye kalan yüzde 80 hasta ise aktif bir rehabilitasyon programına ihtiyaç duymaktadırlar.
İnme sonucu vücudun bir yarısında motor kayıp (kuvvetsizlik), his bozukluğu, denge koordinasyon bozukluğu, konuşma ve yutma bozuklukları, idrar ve gaita kaçırma ve bilişsel fonksiyon kayıplarından komaya kadar gidebilen bir klinik tablo oluşabilmektedir. Bunlara ek olarak, eklem kontraktürleri, hareket kısıtlılıkları, spastisite, omuz çıkığı ve omuz ağrıları, mesane fonksiyon bozuklukları, barsak fonksiyon bozuklukları, derin ven trombozu, konuşma problemleri, yutma problemleri, bası yaraları, depresyon, uyku problemleri, enfeksiyonlar, kemik erimesi, düşme ve kırıklar, omuz-el sendromu, brakiyal pleksus lezyonu gibi komplikasyonlar karşımıza çıkabilir.
İnme rehabilitasyonu programının içinde, eklem hareket açıklığı egzersizleri, germe egzersizleri, kas kuvvetlendirme egzersizleri, denge ve yürüme eğitimleri, nörofasilitasyon teknikleri gibi konvansiyel tedavi yaklaşımları ile birlikte robotik rehabilitasyon, havuz tedavileri, ayna tedavileri, zorunlu kullanım tedavileri, sanal gerçeklik tedavileri, biofeedback, fonksiyonel nöromusküler elektriksel stimülasyon, transkranial magnetik stimülasyon teknikleri gibi daha yeni ve ileri rehabilitasyon yaklaşımları da tedavi planına dahil edilebilmektedir.