Boyun ağrısı, toplumda yaygın olarak görülen ve farklı nedenlerle ortaya çıkabilen bir yakınmadır. Çoğunluğu omurga ve çevresi yumuşak dokulardan kaynaklanmakla birlikte, omurga dışı dokulardan yansıyan ağrılar da olabilir. Hastanın öyküsü ve fizik bakı özellikleri, ayırıcı tanı açısından çok değerlidir. Boyun ağrılı hastanın ayırıcı tanısında ilk adım, altta yatan olası ciddi bir patolojinin varlığının ekarte edilmesidir. Bundan sonraki adım, mekanik boyun ağrısının radikülopati ya da miyelopatiden ayrımının yapılmasıdır.
İnsanların %40–70’i yaşamları boyunca en az bir kez boyun ağrısı epizodu geçirirler. Bunların yakla
şık %15’i kronik boyun ağrısına dönüşür. Boyun
ağrısı, farklı anatomik yapılardan ve birçok farklı hastalıktan kaynaklanabilir. Boyundaki tendonlar, bağlar, paraservikal kaslar, intervertebral diskler, servikal sinir kökleri ve faset eklemlerin her biri ağrı kaynağı olabilir.
Ağrı çoğunlukla kas ile ilişkili olmakla birlikte, her zaman kaynağının tam olarak ortaya konması mümkün değildir. Bunların dışında pek çok hastalık boyunda ağrıyla seyredebilir. Boyun ağrıları etiyolojiye göre sınıflandırılacak olursa:
• Radiküler boyun ağrısı
• Servikal disk hernisi
• Servikal spondilotik miyelopati 2. Servikal omurga majör klinik hastalıkları
• Romatizmal hastalıklar
• Polimiyaljia romatika
• Romatoid artrit
• Ankilozan spondilit, psöriatik
artrit, Reiter sendromu • Juvenil romatoid artrit
• Diffüz idiyopatik skeletal
hiperostoz (DISH) • Tümörler: malign-benign
• Enfeksiyonlar: diskit, vertebral osteomiyelit, herpes zoster, abseler
3. Yansıyan ağrılar • Kalp-aort
• Hiatus hernisi
• Akciğer apeksi
• Safra kesesi – özofagus – pankreas
1. Boyundan kaynaklanan kas iskelet sistemi sorunları
• Aksiyel boyun ağrısı
• Servikal strain
• Diskojenik ağrı
• Servikal faset ağrısı • Spondilosis
• Kamçı yaralanması • Miyofasyal ağrı
Boyun ağrısıyla gelen bir hastada tanı ve ayırıcı tanıda birinci adım, hastanın yakınmalarının kaynağının kas iskelet sistemi mi yoksa omurga dışı bir hastalık veya ciddi spinal patoloji mi olduğunun ayırt edilmesidir. Hastanın ağrısının kas iskelet sistemi kaynaklı olduğuna karar verilirse, bu kez ağrının sinir kökü basısı yapan bir durum ya da non-spesifik bir boyun ağrısı olup olmadığını araştırmak için ikinci basamağa geçilir .
Kronik boyun ağrısıyla gelen bir hastada, öncelikle ağrıya yol açabilecek altta yatan ciddi hastalıkların olasılığı bilinmeli ve bunlara yönelik işaretler doğru değerlendirilmelidir.
Bu işaretler; hastada yakın zamanda travma öyküsü, açıklanamayan kilo kaybı, ateş, kanser öyküsü, immünsupresyon, intra- venöz ilaç bağımlılığı, kronik steroid kullanımı ya da yürüme güçlüğü, mesane-barsak disfonksiyonu, nörolojik semptom veya bulgunun olmasıdır. Bu bulgular, boyun ağrısının kırmızı bayrakları olarak aşağıda özetlenmiştir:
1. Travma: minör ya da travmanın olmadığı osteoporoz veya kortikosteroid kullanımına bağlı kemik kaybı olan hasta.
2. Malignite: kanser öyküsü, açıklanamayan kilo kaybı, konstitüsyonel semptomlar, bir aylık tedaviye yanıtsız hasta.
3. Spinal kord kompresyonu: servikal miyelopatili hasta (servikal miyelopatili hastaların yaklaşık yarısında boyun ve/veya kol ağrısı vardır). Kol ve bacaklarda semptom, mesane ve barsak problemleri.
4. Sistemik hastalıklar: inflamatuvar artriti olan hasta
5. Enfeksiyon: intravenöz ilaç bağımlılığı, üriner enfeksiyon, deride enfeksiyon.
6. Ağrı: inatçı ağrı, vertebra cismi üzerinde hassasiyet.
7. Önceki medikal öykü: önceden geçirilmiş boyun cerrahisi öyküsü olan hasta.
Faset eklem problemi
Sinir kökü basısı
Kuvvetsiz boyun kasları
Gergin boyun-trapez kasları
Ve birçok şeyden kaynaklanabilir .
Boyun ağrısı pek çok faktöre bağlı gelişen bir klinik durumdur. Ayrıntılı öykü ve fizik bakı, tanı ve ayırıcı tanı süreçleri açısından çok önemlidir. Öncelikle, altta yatan ciddi patolojik durumların dışlanması gereklidir. Daha sonra da mekanik ağrının radiküler ya da miyelopatiden ayırt edilmesi gerekir.
Hasta eğer ki kayropraktik uygunluk taşıyor , nörolojik bir problemi yok , ve tedaviye odaklı ise yapilan bilimsel çalişmalarda da görüldüğü üzere planlı bir şekilde yapılan , kayropraktik uzmaninin kontrolünde ciddi bir azaliş tespit etmiştir .
Kayropraktik boyun ve diğer bölgelerde malesef ki bir seanslık bir tedavi olmayacaktır . Sorun ne kadar uzun süredir devam ediyorsa , patoloji ne kadar büyükse tedavi de o denli gecikecektir .
Sonuç olarak kayropraktik tedavi uygunluğu olan kişilerde ağri seviyesi ciddi azalmiş durumdadır .
Özlü ‘ nün ( 2017) yaptığı çalışmaya; mekanik boyun ağrısı tanısına sahip 25-65 yaş arası 40 birey katılmıştır. İlk gruptaki bireylere elektroterapi olarak; 20 dakika Transkütanöz elektriksel sinir stimülasyonu, 8 dakika Ultrason ve hot-pack uygulaması ve 20 dakika İnterferansiyel akım uygulanmıştır. Ayrıca klasik elektroterapi tedavilerine ilave olarak, Mulligan mobilizasyon tekniği uygulanmıştır. İkinci gruptaki bireylere ise klasik tedavi olarak elektroterapi uygulanmıştır. Her iki gruptaki bireylere germe egzersizleri, aktif boyun egzersizleri ve postür egzersizleri yaptırılmıştır. Katılımcıların boyun eklem hareket açıklıklarını (EHA) ölçmek için; gonyometre, ağrı seviyelerini ölçmek için; Vizüel Analog Skalası (VAS), özür durumunu değerlendirmek için; Boyun Ağrı ve Dizabilite Skalası (NPDS) ve hastaların günlük yaşam aktivitelerini değerlendirmek için; Kısa Form (SF-36) anketi kullanılmıştır. Tedavi öncesi ve sonrası; boyun eklem hareket açıklıkları karşılaştırıldığında, iki grup arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır ve Mulligan mobilizasyon grubundaki artış daha fazla olmuştur. Her iki grupta da ağrı seviyelerinde ve boyun özür durumlarında anlamlı farklılıklar saptanmıştır ve Mulligan mobilizasyon tekniğinin eklem hareket açıklığını arttırmada, ağrıyı azaltmada ve boyun özür durumunu azaltmada klasik fizik tedaviden daha etkili olduğu bulunmuştur
Yapilan araştirmalarda görüldüğü üzere , duzenli size özel planlanmis egzersiz ve doğru tekniklerle hem ofis hem ev içerisinde fizik tedavi anlamli sonuçlar belirtmiştir .
Bir hastanın kayropraktik bakıma ne kadar süre ihtiyaç duyacağını belirlemek için konsültasyon, fiziksel değerlendirme ve palpasyon ve röntgenleri içerebilecek bir muayene yapılır. Bu, masörenin boyun ağrısının altında yatan nedeni ve en iyi nasıl tedavi edileceğini anlamasına yardımcı olacaktır.
Sebebe bağlı olarak, hem fizik tedavi hem de kayropraktik tedavi daha kısa süreli olabilir, daha az ziyaret veya daha uzun süreli olabilir. Çoğu durumda, insanların boyun ağrılarından kurtulmak için genellikle 5-10 ziyarette sadece kısa bir süre için bir fiziksel görmeleri gerekir. Daha komplike veya kronik boyun ağrısı durumunda, daha sık ziyaretlerle daha uzun süreli bir tedavi planı gerekebilir.
Fizik tedavi ve Kayropraktik bakım boyun ağrısını ve omuz ağrısını hafifletmenin harika bir yolu olsa da, her durumda bir tedavi değildir. Hastalar, tedavi protokolünü takiben makul bir süre içinde semptomlarında iyileşme görmezlerse, semptomların tam olarak çözülmesi için diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları gerekli olabilir. En iyi önerileri hakkında kayropraktiriniza danışın.
Kronik sırt ağrılarında da boyun ağrilarindaki gibi bir çok sebep etken olabilmektedir .
gibi bir çok neden ortaya cikmaktadır . Öncelikle uzmaniniza danişip muayene olduktan sonra uygunluğuna göre Kayropraktik Tedavi , Fizik Tedavi , Tetik nokta tedavisi , Kupa terapisi , Akupuntur , Kuru iğneleme , Nöral Terapi gibi tedavi ajanlarindan hangisinde uygunluk ve gelişim sağlayacaksanız ona göre bir program çiziliyor .